Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası, yalnızca engelli bireyleri anmak değil; aynı zamanda toplumsal farkındalığı artırmak, empati geliştirmek ve daha kapsayıcı bir yaşam alanı oluşturmak için önemli bir fırsattır. Bu hafta, fiziksel, zihinsel, duyusal ya da gelişimsel herhangi bir engeli olan bireylerin yaşadıkları zorlukların farkına varmak ve bu engellerin çoğunun aslında toplumun yapısal, tutumsal ve iletişimsel bariyerlerinden kaynaklandığını hatırlamak için bizlere önemli bir sorumluluk yükler.
Engellilik, bireyin yetersizliği kadar çevrenin bu yetersizliğe verdiği cevaptır. Kaldırımlarda olmayan rampalar, erişilemeyen binalar, görsel ya da işitsel materyallerin eksikliği, eğitim ve iş hayatında var olan önyargılar, engelli bireyleri dışlayan en görünmez ama en etkili engellerdir. Oysa ki toplumu herkes için erişilebilir kıldığımızda, sadece engelli bireylerin değil, yaşlıların, hamilelerin, çocukların ve birçok farklı grubun yaşam kalitesini de yükseltmiş oluruz.
Farkındalık, sadece bilmekle değil, değişim için harekete geçmekle anlam kazanır. Engelli bireylerin sosyal yaşama aktif katılımlarını sağlamak, eğitimden istihdama her alanda eşit haklara erişimlerini temin etmek, onları yalnızca desteklenmesi gereken bireyler olarak değil, topluma katkı sağlayan güçlü birer özne olarak görmek hepimizin görevidir.
Bu Engelliler Haftası’nda, engelli bireylerin görünürlüğünü artırmak, karşılaştıkları sorunlara karşı duyarlılık geliştirmek ve her bireyin potansiyeline ulaşabileceği eşit, adil ve kapsayıcı bir toplum inşa etmek için bir adım atalım. Unutmayalım: Engeller, farkındalıkla aşılır.